30 Mayıs 2012 Çarşamba

Vahşi Avcıların Krallıkları

Vahşi doğada avlar canları için kaçar , besin zincirinin üstündeki avcıların can alıcı saldırıları , şeytani stratejileri , hayret edici çeviklikleri , mükemmel hızları , güçlü çeneleri ve ölümcül isabet oranları bulunur.

Yemek zamanı gelince bu doğuştan katiller her yere gidebilir ve her şeye saldırabilir , bir kutup ayısından bir aslana hepsini bilsek de hayvan krallığına ait bütün bildiklerinizi unutun , umulmadık katillere hoş geldiniz , bu sahneler çok tuhaf , babunlar , kudurmuş su aygırları ve saldırgan kurbağalar , bunlar şaşırtıcı saldırılar.

Bazı katiller ise enteresan avlara yönelir , mesela balık kartalları zehirli yılan sever , saldırır ve kapar ama sıkı tutmazsa sokularak ölebilir , mesela örümceklerden korkarmısınız cevabınız hayırsa peki kedi gibi zıplarlarsa...

Ondan sonra da çılgın bir saldırı olacak , babunlar dev flamingoların peşinde , hepside açlar ve son derece zeki katiller...

Hayvanlar aleminde kısa bir gezintiye ne dersin?

Umarım zevkle izlersiniz.


29 Mayıs 2012 Salı

Avcıların Savaş Alanı Belgeseli İzle


İşte tam  da burası av ile avcının savaş alanı.

Hayvanların yaradılışındaki ihtişam hepimizi şaşırtır , bu hayvanlar kendilerine verilen role uygun olarak yaratılmışlardır  , onlar yırtıcı avcılardır ve pek çok türü yakalamak üzere dizayn edilmiştir.

Başka hayvanlarla beslenenler sadece memeliler değil , kuşların bir çoğu da leşler ve balıklarla yaşar.

Avcılar da genel de hiyerarşi düzenler vardır , bazı avcılar enerjilerini düzgün harcamak isterken , bazıları da günler boyucunca gezerek kendilerini leş veya et parçası ararlar.

Bir antilop yakalanacağı zaman sadece boğazından yakalamak yetmez , onu yere de yatırmak gerekir , mesela çitalar için bir antilop yakalamak hiç de kolay değildir , tek başına yeterli gücü yoktur ,ama sürü halinde saldırırsa başarı gelir. 

Bir çita antilop yakalamak için terinin son damlasına kadar güç harcamalı , bir çita avın tadına varmadan önce etrafında yırtıcı var mı bakmak zorunda. Bu sayede karnını rahatlıkla doyurur , böyle büyük bir av ikisi içinde günlerce yetecek ama avlarını zaten bitiremeyecekler , çünkü sırtlanlar ve vahşi köpekler birazdan gelecek ve çita böyle bir karşılaşma da avını bırakıp kaçacak , ama şimdi ortalık sakin görünüyor.

Aslanlar için hiç bir av zor değildir , özellikle de bir zürafa sürüsü , eğer çok aç kalmadıkça zürafa gibi büyük avları tercih etmezler , aslanların taktikleri hep aynı mesafeyi daralt saklan ve toplu halde saldır...







28 Mayıs 2012 Pazartesi

Vikingler Belgeseli


İnsanlığın gelişimi her zaman aynı saflıkta olmamıştır , yükselme ve gerileme dönemlerinde her ırkta olmuştur  , 4. yüzyıldan itibaren klasik dünyaların etkileri azaldı , karşılıklık ve saldırılar çoğu ülkeler de 700 yıllara mal oldu. 

Vikingler , dinsiz olarak adlandırılan savaşçı bir ırk   , ama onca saldırılara rağmen hristiyanlık yine de yükselerek devam etti ve karanlık devir ingilteresi tam olarak ortaya çıktı , karanlık devirler tarihin keşfedilmesi için bir dönem , ama bugün bir çok insana göre sağlıklı değildi.

Arkeologlar gösterdi ki eski insanların hakkında artık çok şey biliyoruz , bazı insanlar değişik krallıklardan gelen yerlilerin değişik yerleşim alanları kurduğunu ispatladı.

Bu ırkın başlangıcı ve sanat kültür aşamaları ışığında bu döneme karanlık demekte bir hatadır , bu karanlık devir de vikingler ırkının devamı ve medeniyet olağanüstü olarak adlandırıldı.

M.Ö 400 yılında roma imparatorluğu bazı yerlerini korumayı bıraktı , romalılardan arınan britanya toprakları ise çeşitli kabileler tarafından işgal edildi , britanyalılar ise bazı ırklardan kendilerini koruması için yardım istedi. 

Yardıma gelenler ise alman kabileleri idi , bunların arasında saksonlar da bölgeye çağrılmıştı , bu çağrı ise bir toplumun kaderini değiştirecekti , 455 yılında ise kendi ırklarını kurmak isteyen vikingler britanyalılardan ayrıldı.

Zafere ulaşacak olan britanyalı ise tüm dünyanın da yakında bildiği kral arthur ve yuvarlak masa şovalyeleri idi.






24 Mayıs 2012 Perşembe

Bermuda Şeytan Üçgeni Nerede?

Bermuda Şeytan Üçgeni , yüzyıllarca yıldır gemiler ve uçaklar bu üçgen de kayboldular , günümüz de bile Bermuda Şeytan Üçgeni' nin nedeni çözülemiyor.

Bermuda Şeytan Üçgeni , sınırlarını aşmış bir haya ürünümü ?  Yoksa bir elektrot kümesimi...

Atlantik Okyanusun da ideal bir bölge var  , bu cennetin içinde asla kaçamayacağız ölümcül bir problem var  , gemiler iz bırakmadan ortadan kayboldular , arkalarında yardım çağrısı bile yapamadan kaybolanlar.

Bermuda Şeytan Üçgeni , Dünyanın en çok korkulan bölgesi , söylentiye göre bu üçgenin altında zaman zaman dev bir anafor çıkıyor , ancak Bermuda Şeytan Üçgeni haritalara geçiren olay 1945 de beş uçağın birden kaybolmasıydı.

Hava yumuşaktı ancak pilotlardan biri aniden pusulanın kaybolduğunu söyledi , pilotlar tam geri dönecekken telsiz sinyalleri birden kaybolur , bir süre sonra kaybolan sinyallerden  hiç bir iz alınamaz. 27 mürettebat hiç bir şey söylenmeden kaybolmuştıu.

Bermuda Şeytan Üçgeninde 6 uçak nasıl olur da kaybolurdu , söylentiler ise oldukça fazla ,bazıları uzaylılar tarafından kaçırıldı derken , bazıları da dev bir anaforun yuttuğunu söyledi.



23 Mayıs 2012 Çarşamba

Dünyanın En Büyük Duvarı

Hadrian duvarı  , bir yılan hayal edin , duvarları sarabilen , bu duvar ülkenin diğer tarafına geçişini sağlıyordu , bu duvar aynı zaman da arkada medeniyetin olduğunu ve ön tarafta da barbarlar olduğunu söylüyorlardı.

Hadrian duvarı , romalı askerler için güvenliği anlatıyordu , bu bütün roma güçlerinin toplandığı mükemmel bir savunma idi , romalılar yakın zamanda dünyanın en büyük gücü olacaktı.

Uygarlaşmamış vahşi ölüm adı ile adlandırılan roma askerleri , Britanya alma hevesinde idi , romalılar birlikte yaşadıklar iskoçlar ile artık ayrılmalıydı , hadrian duvarının niye tam buraya yapıldığı ise hala bir muamma.

Duvar , güçlü bir imparatorluğu Asyadan  Britanya ya kadar uzanan devasa bir yapıttı , bir kıyıdan diğerine giden hadrian duvarı ülkenin ne kadar büyük olduğunun  da bir kanıtıydı , hadrian duvarının belli bir bölümünden ise hayal gibi bir kalınlık vardı.


21 Mayıs 2012 Pazartesi

Atlantis Nerede ve Yok Oldu mu ?

Efsaneye göre mükemmellik arzusu duyan insanlar Atlantis de yaşarlardı , peki ama Atlantis nerede ?

İnsanlar bugün bile hala Atlantis' e ve Atlantis' a ait gizemleri arıyorlar. Atlantis kalıntıları hala denizin dibinde mi ? Atlantis de yaşayanlar zamanların ötesinde bir teknoloji ile dünyayı değiştirdiler mi ?

Bilim kayı kıt Atlantis hakkında bilgiler arasa da günümüz de hala Atlantis hakkında bilgi bulunamadı.

Efsaneye göre Atlantis' in çevresi denizlerle kaplıydı , burası ise Poseidon tanrısı tarafından yaratılmıştı.

Peki Atlantis nerede ve nasıl yok oldu ?


Otto Muck’un birkaç Rus otoritesince de desteklenen kuramı, dev bir asteroidin Dünya’ya çarpıp eksenini etkilediği kuramı.

De Bu çukurlar parçalanmış kıyı bölgesinin merkezinde, batışından önce Gulfstream’e engel olan Platon’un Atlantisi olarak tanımladığımız denizaltı kara kütlesinin güney sırtı yakınlarındadır.

Derinliği 9000 mili bulan Porto Rico hendeği, merkez felaket alanının güney kesimini çevrelemektedir. Bu bölgede okyanus yatağının incelenmesi, zincire yeni halkalar eklememizi sağlayacaktır.’

Belli başlı kurumlarca kabul edilen yazılı tarih döneminde bu tür bir kayda rastlanmadığına göre, Dünya’nın böyle çarpmaya uğraması olasılığı nedir? 1937 Ekiminde bir planetoid dünyaya yalnızca 5,5 saat mesafeden geçti. 1989 başlarında çapı 1 mil olan bir asteroid dünyanın 500 bin mil(805 bin km.) kadar uzağından geçti. Bu doğal asteroid çarpsaydı ne olurdu? Cevap son derece basit: Devasa dalgalar oluşacak, dünyanın ekseni olasılıkla değişmeye uğrayacak, bu da küre ölçeğinde büyük iklim değişikliklerine yol açacak, dünya ölçeğinde kıtlık başgösterecek ve milyonlarca insan ölecekti.

Yeryüzü dışından gelen nesnenin asteroid değil de bir kuyruklu yıldız olduğu iddiası da pek çok destekçi bulmuştu. Gerek Eskimolar, gerekse Çinlilerde dünyanın Tufan’dan önce nasıl şiddetle yana yattığına dair efsaneler bulunuyor. Eğer dünyanın kabuğu gerçekten hareket edebilir özelikte ise, büyük bir çarpışma, gezegenin Güneş ve Ay’a ilişkin olarak farklı bir açıya oturmadan önce ekseni üzerinde kaymasına yol açabilir. Bu da kısa sürede yaşanacak büyük iklim değişiklikleri demektir.




16 Mayıs 2012 Çarşamba

Pumalar Hakkında

Pumalar  , namı diğer dağ aslanları...

Pumalar kedi türleri arasında aslan , kaplan ve leopardan sonra gelen en büyük kedidir  , oldukça değişik bir tüy yapısı ve pençeleri bulunur.

Pumaların tüylerinin ve ayak yapılarının değişik olmasının en büyük nedeni avlanma alanlarıdır , o kadar keskin ve yüksek kayalıklar da hareket etmek zorunda kalırlar ki...

Genel de tek başlarına dolaşırlar , çiftleşme dönemleri hariçte tek başlarına görünürler , bazen kardeş pumalar 2 yaşına gelene kadar birlikte yaşayabilirler..


Aslında aslan kaplan gibi büyük kediler ile yakın akraba olmayıp daha çok küçük kediler sınıfına girse de en büyük kedilerden biridir. Omuz yüksekliği 70 santimetre civarındadır. Boyu erkeklerde 130 dişilerde 110 santimetreyi bulur ve bunlara ek olarak 66 ila 78 santimetre arası uzunluğunda bir kuyruk gelir. Erkekleri 100 kilogram ağırlığa ulaşırlar dişileri ise istisnalar dışında 50 kilogramdan fazla çekmez. Ekvator çevresinde yaşayan pumalar türlerinin en küçükleri olup kutuplara doğru gidildikçe büyüklük artar.

Postu kısa tüyleri sık rengi ise değişkendir. Sıklıkla sarımsı kahverengi ya da gümüş-gri olurlar. Gırtlak kısmı ve göğsü her zaman beyaza çalar. Alt bölümdeki tüyler daha soluk renklidir. Kulakları küçüktür ve uçları siyahımsı tüylerle kaplıdır. Küçük kulaklarına rağmen iyi işitir. Burnu ise siyah renktedir. Yeni doğanlar lekeli olup bu lekeler puma 9 aylıkken solmaya başlar 24 veya 30 ay sonrasında tamamen yok olur.Leoparlardaki gibi melanizm belirtisi göstermez.

Pumanın ön pençelerinde dört arkada ise üç parmağı vardır. Pençelerinin büyük olması yere sağlam basmasını sağlar. Bu yüzden yaklaştığını farketmek zordur . Pençe tırnaklarını içeri çekebilir. Çok çeviktir ve kuvvetli şekilde sıçrar. Dört metre yükseğe ve on metre kadar uzağa sıçrayabilir.

Bu hayvanlar çok geniş yelpazede cinsiyetler arasında ayrılan farklı sesler çıkarırlar. Bununla birlikte hakiki büyük kedilerden farklı olarak bu sesler arasında kükreme sesi yoktur. Truman Everts gibi Kuzey Amerikalı araştırmacılar Puma çığlığını insanınkine benzer olarak tarif etmişlerdir.

Pumalar vahşi hayatta 12 ile 13 yaşa kadar ulaşırken esaret altında 21 yaşını bulabilirler.



11 Mayıs 2012 Cuma

Piton Yılanları

Pitonlar hemen hemen bütün sürüngenler gibi tekil taşarlar ve hem cinsleri ile sadece çiftleşme dönemlerinde bir arada olurlar , erkek pitonlarda da çifleşme dönemlerinde kavgalar baş gösterir bu tür kavgalar da ilk saldıran her zaman avantajlı olur. 

En çok bilinen piton türleri , Afrika çöl pitonu, Ağaç pitonu, Avustralya Kaya pitonu, Burma pitonu gibi türlerdir.

Pitonlar genel de Afrika da sulak araziler de ve çevrelerinde görülür , zehirsiz olmasına rağmen dünyanın en uzun ve en güçlü kaslarına sahip yılanıdır.

Özellikle kaya pitonlarının boyları ,  9 metreye varabilir. Amerika'da yaşamaz,insanların piton yetiştirme merakları nedeniyle bu kıtada da zaman zaman rastlanır hale gelmiştir. 

Timsah ve diğer pitonlar gibi büyük hayvanları da hem yiyebilir hem de sindirebilir. 

O kadar değişik pusulanma taktikleri vardır ki , ağaçlardan sarkarlar , kayalara saklanırlar , deniz kenarın da ve bataklıklar da nefeslerini bir süre tutabilirler , bu sayede de av zinciri oldukça geniş hayvanlardan oluşur. 

Genelde sulak alanları tercih eder. Oldukça yavaş ve miskin hayvanlardır. Ağaç pitonları hepçildir. 

Bir piton büyük bir avı yedikten sonra hemen hemen 2 gün aktif dinlenmeye geçer , bu zaman diliminde iyi saklanmalıdır çünkü savunmasız kalırlar , eğer olası bir saldırı olursa yuttukları avlarını bırakmak ve kusmak zorunda kalırlar. 




2 Mayıs 2012 Çarşamba

Anne ve Baba Penguenler

Anne ve baba penguenler belki de hayvanlar alemi arasında en ilgili baba ve anne olarak dikkati çeker , anne penguen yavrusu ilk altı ayını doldurana kadar kesinlikle yanından ayrılmaz , yavrusunu korur ve kollar onu hiç yalnız bırakmamaya özen gösterir... Penguenlerle ilgili belgesel izlemediyseniz ne demek istediğimizi tam olarak da anlayamazsınız...

Yavru penguenlerin karınlarını doyurma işlemi ise baba penguene aittir , bu yorucu zaman diliminde baba penguen yemek bulana kadar uzaklara gitmek zorundadır , bir günün büyük bir bölümünü yemek aramakla geçiren baba bulduğu yemekleri gırtlağında saklayarak ne kadar aç da olsa önce annesi ve yavrusunun karnını doyurana kadar yolculuğuna devam eder. Yavrusuna geldikten sonra da önce yavrusunu sonra da anneyi besler ...

Bu fedakarlık çoğu hayvanlar için akıl almaz bir sabır ve sevgi anlamına gelir. Zorlu kış şartlarında yaşamlarına devam etmek baba penguene muhtaç olan anne ve yavru ise çaresiz babayı bekler.

Kutuplar da her zaman güçlü olan ayakta kalır veya kalmak için kendine avantaj sağlar , bu zorlu yaşam alanında en güçlüler sırasıyla , katil balinalar , kutup ayıları ve pars foklarıdır , bu üç avcının da menüsünde mutlaka penguenler vardır.

Buradaki avcılar hem kara da hem de buzulların üstünde saldırabilir...