26 Aralık 2012 Çarşamba

Örümcekler


Örümcekler denince ilk aklımıza gelenler herhalde onlardan ne kadar çok korkabileceğimizdir, bir konuda şanslı sayılırız Türkiye de pek de zehirli türü bulunmuyor, sekizbacaklı böcekler kategorisine giren örümceklerin en zehirlileri cerrahi müdahale olmazsa insanı bir kaç saat içinde öldürebilecek zehre de sahip.


Örümcekler, yırtıcı hayvanlardır. Birbirlerine saldırmaktan çekinmezler. Avları çok çeşitlidir.

Çoğu, böceklerle beslendiklerinden faydalı sayılırlar.

Örümceklerin hepsi avlarını yakalamak için tuzak ağları kurmaz. Bir kısmı avlarını kovalayarak veya üzerlerine sıçrayarak yakalar.

Yakaladığı avını, kıskaçlarına açılan zehir salgısı ile felce uğratır. Sonra ısırarak avının iç organlarına, eritici enzimler ihtiva eden tükrük salgısını akıtır.

Güney Amerika'da yaşayan, bacakları hariç 10 cm boyunda olan, toprakaltı inlerinde barınan bazı türler, tavşan ve tavukların içini boşaltabilecek güçtedir.

Ayrıca, ağız parçaları da bir sineği bile parçalayacak güçte değildir. Zehir çengelleri, avı delmeye ve zehir akıtmaya yarar. Uçtaki iğneli kısımları, bir şırınga gibi birer yan delikle biter.

Deliğin böyle enjektörvari oluşu, tıkanma tehlikesini önler.

Örümceklerin böceklerden ayrılan birçok özelliği vardır. Böceklerin çoğu kanatlı olduğu halde, örümcekler kanatsızdır. Böceklerde 6 bacak olmasına karşılık örümceklerde 8 bacak vardır.

Antenleri olmadığından, ağız önündeki pedipalpler bu görevi üstlenirler. Dış görünüşleri bacağa benzediğinden bunlara duyu bacakları da denir.

En enterasan özellikleri ağlarıdır, filmlere de konu alan bu özelliği oldukça gizemlidir.


Ağ örümü çoğunlukla gece olur. Örülmesi en fazla 60 dakika alır. Ağın ortasında spiral ve yapışkan bir yer vardır. Diğer iplikçikler kurudur. Bir sinek ağa konsa hemen yapışır. Kurtulmak için çırpındıkça daha da yapışır.

Ağlar, genellikle yere dik vaziyettedir. Maksat, uçan arı ve sinekleri yakalamaktır. Her örümcek türünün, kendisine has ağ örme stili vardır.

Ağ örme işi örümceklerin, doğuştan kazandıkları bir sanattır.









http://tr.wikipedia.org/wiki/Kan


13 Aralık 2012 Perşembe

Şahinler

Şahinler kimilerine göre en hızlı kuş kimilerine göre de gözleri en iyi gören kuş , ama bir gerçek var ki boyutlarından beklenmeyecek kadar hızlı ve saldırgan bir kuş.



O kadar akıllı ki kendisinden daha büyük kuşlara bile meydan okuyup onlar dan rahatlıkla kaçabiliyor, resmen onlara meydan okuyup onlarla oyun oynuyor.


Şahinler öbür yırtıcı kuşlardan geniş kanatları ve yanlara doğru açılan yuvarlak kuyruklarıyla ayırt edilir , ağır kanat darbeleri ile uçar ve havada asılı şeklinde uzun süre durur.

Şahinlerin , çoğu türün üst bölümleri beyaz ya da kahverengi benekli, kanatları çizgilidir.

Ama renkleri aynı tür içinde bile önemli ölçüde çeşitlilik gösterebilir.

Şahinler genellikle böcekleri ve gözüne kestirdiklerini avlar, ara sıra kuşlara saldırır.

Çalı çırpıdan yaptıkları ve yumuşak maddelerle döşedikleri sağlam yuvaları ağaçların ya da kaya çıkıntılarının üzerinde bulunur.

Çoğu zaman renk seçimini pusu olarak kullandığı için avları tarafından geç fark edilir.

Şahinler genel de , sürüngenler, küçük ve orta boydaki kuşlar, ufak memeliler ve tavşan ile beslenir.

Yırtıcı kuşlar içerisinde manevra kabiliyeti en iyi olan kuş türüdür,dalışa geçtiği an saatte 320km/s gibi mükemmel bir hıza ulaşır.

Ne kadar hızlı olduğunun en büyük ispatı ise bu hızla nefes alamayacağı için burun deliklerindeki kapakçıkları kapatarak uçmasıdır.

http://www.belgeselizle.com/kategori/sahin



4 Aralık 2012 Salı

Ayılar

 Ayılar,   herkesin onlar hakkında bildikleri kısa kısa bilgiler var, kış uykusuna yatmaları, oldukça güçlü ve sinirli olmaları ve asla geri adım atmamaları aslında bu bilinen materyallerin hepsinin de doğruluk payı var, bir de ayılar hakkında avcıların söylediği bir söz de ya onları tek atışta vuracaksınız ya da hışmına hazırlıklı olacaksınız şeklindedir...







Ayılar genellikle iri yapılı kısa bacaklı hayvanlardır.  Erkek ayılar daima dişilerden daha iri olurlar. Bu iri gövdelerine karşın çoğu iyi bir tırmanıcı ve usta bir yüzücüdür. İnsanlar gibi topukları da yere değmek üzere bütün ayak tabanını basarak yürüyebilirler. Her ayağında beş parmak, parmaklarının ucunda da içeri çekilmeyen tırnakları vardır.

Bazı türlerin göğüslerinde ya da yüzlerinde farklı Ayılar genel olarak hem et hem de otla beslenen hepçil hayvanlardır. Bu hayvanların beslenmesinde et, balık ve meyve önemli yer tutar.Ama familya üyelerinin beslenme tercihleri türden türe değişiklik gösterebilir.

Ayılar , genellikle kuytu orman köşelerindeki ağaç oyuklarında ya da büyük kayaların arasında oluşan çukurlarda, mağaralarda, inlerde, yaşarlar. Kış gelmeden önce bol bol beslenerek semiren ayılar kışın büyük bir bölümünü inlerinde, düzensiz biçimde uyuyarak geçirirler. Ama bu uzun uyuklama gerçek bir kış uykusu sayılmaz.

En bilinen türleri kutup ayıları ve boz ayılardır.









28 Kasım 2012 Çarşamba

Atlar







Atlar hakkın da eminim çok da bilginiz yok, herkesin bildiği kılişe laflar ise hızlı koştukları ve özgürlüklerine düşkün oldukları, onlara en yakın olarak gördüğümüz ise hipodramlar olsa gerek...

Atlar , tek tırnaklılar takımının familyasından bir memelidir. Erkeğine aygır, dişisine kısrak, yavrusuna tay, yumurtaları çıkarılmış, iğdiş edilmiş olana da beygir denir.

Küçük başlı ve kısa kulaklıdır. Yelesi ve kuyruk ucu uzun kıllıdır. Ömrü 20 ila 30 sene civarındadır. Hepsi otla beslenir. Geviş getirmezler. Memeleri kasık bölgesinde arka ayaklarına yakındır. Üçüncü parmakları geniş bir tırnakla çevrilmiş olup “ toynak” adını alır. Bunun üzerine basarak yürürler.


At, cesur ve atılgan olduğu gibi sahibine son derece itaatkardır. Sahibi dilerse dolu dizgin, dörtnala koşar, isterse aheste yürür, isterse durur. Her durumda sahibini memnun etmeye dikkat eder.

Yorgunluğa bakmaksızın kendini çatlatmak pahasına da olsa olanca gayret ve kuvvetini itaat uğruna sarf eder.

Atlar 20-30 sene yaşar, bazı kısraklar 15 yaşına kadar doğurur. On bir ay gebe kalır ve bir yavru doğururlar. Yavrunun gözleri açık olarak doğar ve birkaç dakika sonra ayağa kalkarak annesini takibe başlar.

Yük çekme ve taşıma atları, kalın bacaklı, iri cüsselidir. Binek ve yarış atları ince uzun bacaklıdır. Atlar arasında haset yok ise de, birbirlerine gıpta etmek huyları vardır. Bu da yarışta, hendek ve çit atlamada kendini gösterir. Birbirlerine imrenerek daha hızlı koşup öne geçmek isterler. Saatte 60-70 km hızla koşanları vardı.

Atlar denince akla evcil atlar, ingiliz atları , arap atları ve çin atları gelir.



http://www.belgeselizle.com/kategori/atlar

22 Kasım 2012 Perşembe

Aslanlar Belgeseli






Aslanlar nam-ı diğer sadece serengetinin değil hayvanlar aleminin de liderleri.  Aslanların lider olarak kabul edilmesinin farklı farklı sebepleri var , ama bunlardan en çok ön plana çıkanları ağırlıkları, güçleri, hızları ve sürüler halinde saldırmalarıdır.

Aslanlar da kendi aralarından türlere ayrılırlar, en iri ve en güçlü olanı afrika aslanlarıdır.

Afrika aslanı, dünyanın en büyük dört kedisinden biridir.

Erkek afrika aslanı ortalama 250 kilogramdır.

Postu kahverengimsi sarıdır. Erkeğin yelesi kahverengimsi sarıdan siyaha kadar değişir. Geniş alınlı, güçlü çeneli, uzayıp çekilebilen tırnaklı, sarımtırak kısa ve yatık tüylüdür.

Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Erkek aslanın başının etrafı uzun ve güzel bir yele ile süslüdür. Omuzlarının üzerine kadar dağılan bu perçem, kızdığı zaman kabarır.

Aslanlar birbirleriyle bölgeleri ve kadınların paylaşımı için kavga eder. Genellikle bu ölümle sonuçlanabilir. Aslanların pençeleri ve dişleri çok keskindir. Bir insanı bir vuruşta öldürebilir veya yaralayabilir. Genellikle Afrika kıtasında yaşamlarını sürdürürler.

Aslanlar dünya üzerinde yaşayan kedi türleri içinde en sosyal cinstir. Diğer tüm kedi cinsleri antisosyal olup yalnız yaşamayı tercih ederken aslanlar buyuk gruplar oluştururan tek kedi cinsidir.

Grup oluşturmalarının en büyük sebebi kendilerinden cok hızlı olan avlarını grupsal pusu kurarak yakalamak olduğu tahmin edilir.

Avcı olarak dişi aslanlar daha çok ön plana çıkar, erkek aslanlar çok aç olursa veya canı sıkılırsa ava katılabilir.

http://www.belgeselizle.com/kategori/aslanlar/page/2

http://www.belgeselizle.net/kategori/aslan



19 Kasım 2012 Pazartesi

Arılar

Arılardan kısaca bahsetmek istersek zar kanatlı takımındaki tüm böceklere arı denilebilir.

Zar kanatlıların özelliği; içinde enine ve boyuna damarcıklar bulunan ve iki çift saydam zar şeklinde kanatlarının olmasıdır.

Arıların vücudu baş, göğüs ve karın olmak üzere üç kısımdan meydana gelir. Vücutları yumuşak yapıdaki yoğun bir kıl örtüsüyle kaplıdır.


Arının petek şeklinde bir çift bileşik ve üç adet basit gözü vardır. Basit gözlerin her biri binlerce küçük
üniteden oluşmaktadır. Bileşik göz ana arıda 3.000, işçi arıda 4.000 ve erkek arıda 8.000'den fazla basit gözün birleşmesinden meydana gelmiştir.





Başta bir çift duyarga bulunmaktadır. Bunlar koku, tat ve dokunma hissetme duyularını sağlarlar. Duyargalar içerisinde bulunan sinir uçları sayesinde duyularına ek olarak rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da Baş içyapı itibariyle de önemli salgıların yapıldığı kısımdır.

İşçi arıların yutak üstü salgı bezleri genç yaşta arı sütü, daha ileriki yaşlarda baldaki sakarozu parçalayan enzimler salgılarlar. Çenede bulunan bezler ana arıda ana arı feremonunu, işçi arılarda ise alarm feremonunu salgılamaktadır.

İşçi arılar ve ana arıda abdomenin (karın) sonunda iğne bulunmaktadır. İğne, iğne odacığından çıkan ince, sivri uçlu bir savunma organıdır. Bu iğne bir zehir kesesine bağlıdır. İşçi arıların iğnesi geriye çentiklidir; bu yüzden işçi arılar birisini sokmak üzere iğnesini batırdığında geri çekemez. Çentikler testere ağzını andıran çıkıntılar olup bu çıkıntıların sivri uçları iğnenin batış yönünün tersine yöneliktir. Bu nedenledir ki arılar kendi hayatını tehlikede görmediği sürece insanı sokmaz.

Arıların sokması savunmalarının en son safhasıdır; önce sesle uyarırlar, daha sonra toplu halde gürültü yaparlar, hâlâ tehlike hissederlerse hızla tehlike gelen yere doğru uçup çarparak korkutmaya çalışırlar; olmadı en son sokarlar. (Arının iğnesi böceklere karşı savunma olduğundan sert kabuktan çıkabilir, insan ve hayvan etinden çıkmaz. İğnesi bağırsaklara bağlı olduğundan iç organları parçalanır ve ölür.)


http://www.belgeselizle.com/kategori/arilar/page/2

http://bit.ly/XsJc6a


15 Kasım 2012 Perşembe

Anakondalar Belgeseli

Anakondalar , Tropik Güney Amerika’da su kenarlarındaki ormanlarda bulunur ,  8-10 metre uzunluktadır.

Ağaçlara tırmanır, ara sıra suya dalar.

Anakondalar bazen bitkiler arasında yarı yarıya suya gömülü olarak saatlerce kalır. Kuş ve memeli hayvanlarla beslenir. İnsanlara da saldırdığı olur. Avlarını suya çekerek veya sıkarak öldürür.

Anakondalar dünyanın en büyük ve 1. en uzun yılanıdır. Kalınlığı 1 metreyi aşar. Genellikle timsah, geyik, memeliler veya başka anakondalar ile beslenir.

İnsan yediği hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte saldırdıkları ve kovaladıkları sıkça görülmüştür.

Bir anakondanın avı bir timsah ise avını enlemesine sarar ve sıkar, avı boğularak ölür ve yem olur. Sadece karada değil suda da tehlikeli bir hayvandır.



Anakondalar, genellikle çiftleşme mevsiminde suda yaşar.

National ekibi hala , anakondaların gizemli dünyasını keşfetmek için büyük mücadele veriyor.

Kimilerine göre bu dev sürüngenler, Dünya'nın en büyük yılanları olmasına rağmen, soğukkanlı katiller oldukları yönündeki iddialar efsaneden ibaret.













14 Kasım 2012 Çarşamba

Alpaka Belgeseli


Alpakalar , lamalardan da develerden de izler taşır.

Alpakalar da görece uzun vücuda sahip olup, ince bacaklar, uzun ve ince boyun, küçük bir kafa karakteristik özellikleridir. Bütün Yeni Dünya develeri gibi hörgücü bulunmaz.

Alpakalar , lamalardan biraz daha küçük olmakla birlikte 55 ile 65 kg ağırlıklarıyla onlardan belirgin şekilde daha hafiftirler. Renk, genelde tek renkli kahverengi, siyah ya da mavi-gri olup, ender olarak lekelidir. Dikkat çekici olan, 50 cm'ye kadar ulaşabilen uzun tüylerdir.

Alpakalar, tüm deve türleri gibi sosyal hayvanlardır ve grup içinde rahattırlar. Bitki yiyici hayvanlar olup, neredeyse sadece otlarla beslenirler. Tüm develer gibi sindirimde onlara yardımcı olan çok odalı mideye sahiptirler.

Alpakaların , hamilelikleri 240 ile 345 gün arasında değişir ve dişi, Güney Amerika'da Cria adı verilen yavru dünyaya getirir. Bu yavru yaklaşık altı ile sekiz aya kadar emzirilir ve 12 ile 24 ay arasında cinsel olgunluğa ulaşır.







http://www.belgeselizle.com/kategori/alpaka

13 Kasım 2012 Salı

Akrepler Belgeseli

Akrepler makro saldırgan türlerinin başında yer alırlar, zehirli kuyruğu ile önce avını bir kez uyarır ve sonuç alamazsa canı pahasına saldırır.

Akreplerin en belirgin özellikleri sıcak ve nemli bölgeler de yaşamalarıdır,  vücutlarında sert bir tabakası ve sert kalkık bir kuyruğu bulunur, bu kuyruğunda en güçlü saldırma taktiği zehiri barınır.


Karlı bölgeler hariç hemen hemen her yerde, ormanlık bölgelerde, çöllerde, taşlık ve kayalık yerlerde yaşarlar. Genellikle tropikal ve tropik altı iklim kuşaklarında yaygındır.

Akrepler fazla sıcaklığa duyarlı ve neme bağımlı olduklarından her zaman ılık ve ıslak bölgeleri tercih ederler.
Gündüz, taşların altında, duvar yarıklarında, kurumuş ağaç kabukları altında ya da yer altında kazdıkları dehlizlerde rastlamak mümkündür. Geceleri aktiftir. Kaygan yüzeylere tırmanamaz.

En zorlu savaşları kendi türleri arasında yaşanır çünkü akreplerin birbirlerinin zehirlerine karşı bağışıklıkları vardır. Aşağıdaki video da çöl akrepleri hakkında bilgiler bulacaksınız...






Akrepler aynı zaman da uzunlukları 13-220 mm arasında değişen eklem bacaklılardır. Yaşadıkları ortama göre saman renginden sarıya, açık kahverenginden siyaha kadar değişen tonlarda renklere sahiptir.

Akrepler  , ilkbaharda çok kısa bir dönemde erkekler, dişileri arayıp döllemeye çalışırlar. Spermler, genellikle eşey açıklığından dışarı çıkmış durumda bir kese içerisinde bulunurlar. Bu kese içerisindeki spermleri kıskaçları ile alır ve bir dişiyi gördüğü anda onu oyalayarak ya da ansızın yakalayarak, kıskacı ile taşıdığı sperm kesesini dişinin eşey açıklığına yapıştırır.








Akreplerde de peygamber develeri tarzında çiftleştikten sonra birbirlerini yeme  ve kavga etme görülebilir.





http://tr.wikipedia.org/wiki/Akrep

http://www.belgeselizle.com/kategori/akrepler/page/2

12 Kasım 2012 Pazartesi

Akbabalar Belgeseli


Akbabalar nam-i diğer gündüz yırtıcıları ve leş yiyiciler. Akbabalar aslında familya olarak birden fazla alt türünü kendi içinde barındırır. Buna yeni ve eski dünya akbabaları , sakallı akbabalar , büyük akbabalar, amerika akbabası , kızıl akbaba vs.. gibi örnekler de gösterebiliriz.

Akbabalar hemen hemen hepsi de diğer kuşlarla kavga etmekten çekinirler, onların aklında ilk olarak zararsız ve ölü bir yiyecek vardır.

Akbabaların başları kel kursakları büyüktür. Yürümeye ve leşleri tutup kaldırmaya uyum sağlamış olan ayakları iri ama güçsüz, tırnaklarıysa yassıdır.

Akbabaların gagaları genellikle eti ve deriyi koparabilecek kadar güçlü ve kalındır. Görme duyusu bütün türlerde, duyma duyusu ise hindi akbabasında gelişmiştir.

Çoğunun besin seçme alışkanlığı olmadığından genellikle leş, çöp, ve ara sırada canlı hayvan gibi ne bulurlarsa yerler. Yalnızca bazı türleri kaplumbağa kuzu gibi savunmasız hayvanlara saldırır.





En büyüklerinde birisi de kral akbabadır , kral akbabaların , parlak renkli, başı ve boynu kırmızı ve mavimsi, gözleri kırmızı halkalı, sırtının üstü sarı altı beyaz yakası gridir. Kanat açıklığı yaklaşık 1,7 m gövde uzunluğu da yaklaşık 70 cm’dir.

Tek eşli bir hayatları vardır. Eşlerden birisi ölünce başka bir eş edinebilirler. 4-5 yaşından itibaren yılda bir kez bir adet yumurtlayan dişi, yumurta eğer ilk bir ay içerisinde zayi olursa yeniden yumurtlayabilir.


Akbabaları tam manasıyla yırtıcı saymak zordur. Leş ve kemik iliklerini canlı yiyeceklere tercih ederler. Pek azı canlı hayvanlara saldırır. Aşırı açlık zamanlarında hasta sığırlara saldırdıkları ve kuzuları kaptıkları görülmüştür. Zaman zaman bitkisel besinleri yiyenler de vardır.


http://www.belgeselizle.com/kategori/akbabalar/page/2






7 Kasım 2012 Çarşamba

2012 Araba Fuarı Autoshow



Ve oto fuarlarını takip edenlerin beklediği zaman  geldi de çattı bile...

TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 50 bin metrekarelik stand kurulum alanında düzenlendi.

İstanbul Autoshow 2012 değişen konsepti ile erkeklerin yanı sıra kadın ve çocukların da bütün gün keyifli zaman geçirecekleri, etkinliklerle dopdolu bir ortam.


İstanbul Autoshow 2012 için hareketli ve eğlenceli bir web sitesi de hazırlanacak ve sitede ziyaretçilere fuar hakkında bilgi verilecek. Ayrıca, Akıllı telefon ve tabletlere özel geliştirilecek farklı aplikasyonlarla otomotiv tutkunlarına yeni dijital deneyimler yaşatılacak.

Şimdiden söylemeliyim fuarı ziyaret eden biri olarak, pazar günü gitmenizi hiç de tavsiye etmiyorum, zamanı olanlar hafta içi en  kötü ihtimalle de cumartesi gününü tercih etsinler...







Bu sene Dünyaca ünlü yıldız İrina Shayk da günün belli saatlerinde fuar da olacak. Fuar hemen hemen her ülkenin basını tarafından da takip edilecek. National geographic  ekibi de her zaman ki gibi yerini alacak.


http://www.tuyap.com.tr/tr/index.php

6 Kasım 2012 Salı

Ahtapotlar

Ahtapotlar , en büyük özellikleri kayalar üzerinde gezmek ve suyu püskürterek hareket etmektir, oldukça küçük türleri de bulunur,  bu küçük türler de kayalık ve küçük yarıklar da avlanmayı tercih ederler. Bu tür ahtapotlar kabuklu deniz canlılarını da tercih eder ama bu biraz sorun teşkil edebilir.

Anne ahtapotlar yavrularına ve yumurtalarına da çok düşkündür ve onları için canını bile verebilir.

Ahtapotun yumurtasının her biri bir kapsülle muhafaza edilir. Yumurtalar salkım şeklinde bir küme meydana getirir. Her kapsülün bir ucu taşa veya başka bir zemine bağlanır. Dişi ahtapot yumurtaların üzerine kuluçkaya yatar. Açlıktan ölme pahasına yumurtalarını terk etmez. Hatta zorda kaldığında bacaklarından bir kaçını yiyebilir. Yumurtadan doğrudan doğruya ergine benzer yavrular çıkar. Bu yavrular sinir sisteminin kontrolü altında kasılarak veya gevşeyerek seri bir şekilde renklerini değiştirerek bulundukları ortama adapte olmaya çalışırlar.

http://www.belgeselizle.com/kategori/akrepler/page/2









3 Temmuz 2012 Salı

Ufo Efsaneleri



Kaçırıldığını iddia eden insanlar , dünya vatandaşlarını devamlı kaçırıyorlar , kaçırılan insanların ise sperm ve yumurtaları alınıyor. Bilim insanları ise fiziksel kanıt olmayan kaçırılmaları incelemiyorlar bile...

Onlar insanlık tarihi boyunca uzaydan bilgelik taşıyarak üstün bir teknolojiyle indiler yada en azından öyle deniyor. Uzay gemileri filme alınıp durdu ama bunlar hiçbir zaman tamamen ikna edici görüntüler değildi. Ufo tarafından kaçırıldıklarını iddia eden binlerce Amerikalıya göre şimdide dünya vatandaşlarını kaçırıp ağıza alınmaz şeyler yapıyorlar.

Bu tür film ve belgeseller o kadar fazla yapıldı ki artık biliyoruz neye benzediklerini..

Gemiler metalik olarak görülse de çoğunun kafamızın içinde olduğuna inanılıyor. 

Ama bazı insanlar uzaylıların bizden daha eskiden beri buralarda olduğunu ve hatta evrimimizi düşünüyor.Ufoların yakın mesafelerde görüldüğü ama geride fiziksel görünecek bişey bırakmadıkları biliniyor.

Kendilerine ufolog diyen kişiler ise bu tür karşılaşmaları dörde ayırıyor , fiziksel kanıt olmayan karşılaşmalar mesela.

Bir akşam meksika civarında yaşanılan bu durum kategoriye giriyor. 

5 mart 2004 akşamüzeri askerler uçan nesne kaydediyor.

Bir aşamada bunların sayıları 11 e ulaşıyor. Ufoların detayları ve görüntüleri görünmüyor. Havacılar önlerinde uçan şeyin ne olduğunu tanımaya çalışıyorlar ama hiçbirşey göremiyorlar.   Bu anlatılan birinci olaya giriyor. 

Bunun ikincisi ise fiziksel kanıt bulunulan karşılaşmalar mesela meşhur ekin bahçeleri...  Son olarak son kategori de ise hem fiziksel hem de kanıtlı karşılaşmalar. 





7 Haziran 2012 Perşembe

Elektrikli Yılan Balıkları Hakkında

Ne ısırır ne de sokar onun yerine çok güçlü bir şok veriyor elektrikli yılan balığı. Bunlar amazon ve havzalar da suların durgun olduğu bölgeler de yaşar , kedi balıklarının akrabasıdır.

Erişkin elektrikli yılan balığı 2 metreye kadar uzar  , vücutların  da elektrosit denen bir sistem bulunur , bu sistem istenildiğinde açığa çıkar , 600 watt enerji ile çarpma gerçekleştiğinde avı saniyeler için de felç olur. Bu çarpma yeteneği yırtıcılıkta zayıf kalan yönlerini kapatır , avlarını bütün olarak yutar.

Bu sular o kadar bulanıktır ki yönünü bulmak için de 10 voltluk dalgalar yöneltir.

Elektrikli yılan balıkları, çiftleşme için partnerlerini, elektrik salınımlarının yardımıyla ararlar. Bu zayıf salınımları mhtemel partner bulanık suda hisseder. Çiftleşme genelde Eylül ile Aralık arasında yer bulur. Erkekler su bitkileri ile yuva kurar, yumurtalara ve sonra da larvalara bekçilik yaparlar.



30 Mayıs 2012 Çarşamba

Vahşi Avcıların Krallıkları

Vahşi doğada avlar canları için kaçar , besin zincirinin üstündeki avcıların can alıcı saldırıları , şeytani stratejileri , hayret edici çeviklikleri , mükemmel hızları , güçlü çeneleri ve ölümcül isabet oranları bulunur.

Yemek zamanı gelince bu doğuştan katiller her yere gidebilir ve her şeye saldırabilir , bir kutup ayısından bir aslana hepsini bilsek de hayvan krallığına ait bütün bildiklerinizi unutun , umulmadık katillere hoş geldiniz , bu sahneler çok tuhaf , babunlar , kudurmuş su aygırları ve saldırgan kurbağalar , bunlar şaşırtıcı saldırılar.

Bazı katiller ise enteresan avlara yönelir , mesela balık kartalları zehirli yılan sever , saldırır ve kapar ama sıkı tutmazsa sokularak ölebilir , mesela örümceklerden korkarmısınız cevabınız hayırsa peki kedi gibi zıplarlarsa...

Ondan sonra da çılgın bir saldırı olacak , babunlar dev flamingoların peşinde , hepside açlar ve son derece zeki katiller...

Hayvanlar aleminde kısa bir gezintiye ne dersin?

Umarım zevkle izlersiniz.


29 Mayıs 2012 Salı

Avcıların Savaş Alanı Belgeseli İzle


İşte tam  da burası av ile avcının savaş alanı.

Hayvanların yaradılışındaki ihtişam hepimizi şaşırtır , bu hayvanlar kendilerine verilen role uygun olarak yaratılmışlardır  , onlar yırtıcı avcılardır ve pek çok türü yakalamak üzere dizayn edilmiştir.

Başka hayvanlarla beslenenler sadece memeliler değil , kuşların bir çoğu da leşler ve balıklarla yaşar.

Avcılar da genel de hiyerarşi düzenler vardır , bazı avcılar enerjilerini düzgün harcamak isterken , bazıları da günler boyucunca gezerek kendilerini leş veya et parçası ararlar.

Bir antilop yakalanacağı zaman sadece boğazından yakalamak yetmez , onu yere de yatırmak gerekir , mesela çitalar için bir antilop yakalamak hiç de kolay değildir , tek başına yeterli gücü yoktur ,ama sürü halinde saldırırsa başarı gelir. 

Bir çita antilop yakalamak için terinin son damlasına kadar güç harcamalı , bir çita avın tadına varmadan önce etrafında yırtıcı var mı bakmak zorunda. Bu sayede karnını rahatlıkla doyurur , böyle büyük bir av ikisi içinde günlerce yetecek ama avlarını zaten bitiremeyecekler , çünkü sırtlanlar ve vahşi köpekler birazdan gelecek ve çita böyle bir karşılaşma da avını bırakıp kaçacak , ama şimdi ortalık sakin görünüyor.

Aslanlar için hiç bir av zor değildir , özellikle de bir zürafa sürüsü , eğer çok aç kalmadıkça zürafa gibi büyük avları tercih etmezler , aslanların taktikleri hep aynı mesafeyi daralt saklan ve toplu halde saldır...







28 Mayıs 2012 Pazartesi

Vikingler Belgeseli


İnsanlığın gelişimi her zaman aynı saflıkta olmamıştır , yükselme ve gerileme dönemlerinde her ırkta olmuştur  , 4. yüzyıldan itibaren klasik dünyaların etkileri azaldı , karşılıklık ve saldırılar çoğu ülkeler de 700 yıllara mal oldu. 

Vikingler , dinsiz olarak adlandırılan savaşçı bir ırk   , ama onca saldırılara rağmen hristiyanlık yine de yükselerek devam etti ve karanlık devir ingilteresi tam olarak ortaya çıktı , karanlık devirler tarihin keşfedilmesi için bir dönem , ama bugün bir çok insana göre sağlıklı değildi.

Arkeologlar gösterdi ki eski insanların hakkında artık çok şey biliyoruz , bazı insanlar değişik krallıklardan gelen yerlilerin değişik yerleşim alanları kurduğunu ispatladı.

Bu ırkın başlangıcı ve sanat kültür aşamaları ışığında bu döneme karanlık demekte bir hatadır , bu karanlık devir de vikingler ırkının devamı ve medeniyet olağanüstü olarak adlandırıldı.

M.Ö 400 yılında roma imparatorluğu bazı yerlerini korumayı bıraktı , romalılardan arınan britanya toprakları ise çeşitli kabileler tarafından işgal edildi , britanyalılar ise bazı ırklardan kendilerini koruması için yardım istedi. 

Yardıma gelenler ise alman kabileleri idi , bunların arasında saksonlar da bölgeye çağrılmıştı , bu çağrı ise bir toplumun kaderini değiştirecekti , 455 yılında ise kendi ırklarını kurmak isteyen vikingler britanyalılardan ayrıldı.

Zafere ulaşacak olan britanyalı ise tüm dünyanın da yakında bildiği kral arthur ve yuvarlak masa şovalyeleri idi.






24 Mayıs 2012 Perşembe

Bermuda Şeytan Üçgeni Nerede?

Bermuda Şeytan Üçgeni , yüzyıllarca yıldır gemiler ve uçaklar bu üçgen de kayboldular , günümüz de bile Bermuda Şeytan Üçgeni' nin nedeni çözülemiyor.

Bermuda Şeytan Üçgeni , sınırlarını aşmış bir haya ürünümü ?  Yoksa bir elektrot kümesimi...

Atlantik Okyanusun da ideal bir bölge var  , bu cennetin içinde asla kaçamayacağız ölümcül bir problem var  , gemiler iz bırakmadan ortadan kayboldular , arkalarında yardım çağrısı bile yapamadan kaybolanlar.

Bermuda Şeytan Üçgeni , Dünyanın en çok korkulan bölgesi , söylentiye göre bu üçgenin altında zaman zaman dev bir anafor çıkıyor , ancak Bermuda Şeytan Üçgeni haritalara geçiren olay 1945 de beş uçağın birden kaybolmasıydı.

Hava yumuşaktı ancak pilotlardan biri aniden pusulanın kaybolduğunu söyledi , pilotlar tam geri dönecekken telsiz sinyalleri birden kaybolur , bir süre sonra kaybolan sinyallerden  hiç bir iz alınamaz. 27 mürettebat hiç bir şey söylenmeden kaybolmuştıu.

Bermuda Şeytan Üçgeninde 6 uçak nasıl olur da kaybolurdu , söylentiler ise oldukça fazla ,bazıları uzaylılar tarafından kaçırıldı derken , bazıları da dev bir anaforun yuttuğunu söyledi.



23 Mayıs 2012 Çarşamba

Dünyanın En Büyük Duvarı

Hadrian duvarı  , bir yılan hayal edin , duvarları sarabilen , bu duvar ülkenin diğer tarafına geçişini sağlıyordu , bu duvar aynı zaman da arkada medeniyetin olduğunu ve ön tarafta da barbarlar olduğunu söylüyorlardı.

Hadrian duvarı , romalı askerler için güvenliği anlatıyordu , bu bütün roma güçlerinin toplandığı mükemmel bir savunma idi , romalılar yakın zamanda dünyanın en büyük gücü olacaktı.

Uygarlaşmamış vahşi ölüm adı ile adlandırılan roma askerleri , Britanya alma hevesinde idi , romalılar birlikte yaşadıklar iskoçlar ile artık ayrılmalıydı , hadrian duvarının niye tam buraya yapıldığı ise hala bir muamma.

Duvar , güçlü bir imparatorluğu Asyadan  Britanya ya kadar uzanan devasa bir yapıttı , bir kıyıdan diğerine giden hadrian duvarı ülkenin ne kadar büyük olduğunun  da bir kanıtıydı , hadrian duvarının belli bir bölümünden ise hayal gibi bir kalınlık vardı.


21 Mayıs 2012 Pazartesi

Atlantis Nerede ve Yok Oldu mu ?

Efsaneye göre mükemmellik arzusu duyan insanlar Atlantis de yaşarlardı , peki ama Atlantis nerede ?

İnsanlar bugün bile hala Atlantis' e ve Atlantis' a ait gizemleri arıyorlar. Atlantis kalıntıları hala denizin dibinde mi ? Atlantis de yaşayanlar zamanların ötesinde bir teknoloji ile dünyayı değiştirdiler mi ?

Bilim kayı kıt Atlantis hakkında bilgiler arasa da günümüz de hala Atlantis hakkında bilgi bulunamadı.

Efsaneye göre Atlantis' in çevresi denizlerle kaplıydı , burası ise Poseidon tanrısı tarafından yaratılmıştı.

Peki Atlantis nerede ve nasıl yok oldu ?


Otto Muck’un birkaç Rus otoritesince de desteklenen kuramı, dev bir asteroidin Dünya’ya çarpıp eksenini etkilediği kuramı.

De Bu çukurlar parçalanmış kıyı bölgesinin merkezinde, batışından önce Gulfstream’e engel olan Platon’un Atlantisi olarak tanımladığımız denizaltı kara kütlesinin güney sırtı yakınlarındadır.

Derinliği 9000 mili bulan Porto Rico hendeği, merkez felaket alanının güney kesimini çevrelemektedir. Bu bölgede okyanus yatağının incelenmesi, zincire yeni halkalar eklememizi sağlayacaktır.’

Belli başlı kurumlarca kabul edilen yazılı tarih döneminde bu tür bir kayda rastlanmadığına göre, Dünya’nın böyle çarpmaya uğraması olasılığı nedir? 1937 Ekiminde bir planetoid dünyaya yalnızca 5,5 saat mesafeden geçti. 1989 başlarında çapı 1 mil olan bir asteroid dünyanın 500 bin mil(805 bin km.) kadar uzağından geçti. Bu doğal asteroid çarpsaydı ne olurdu? Cevap son derece basit: Devasa dalgalar oluşacak, dünyanın ekseni olasılıkla değişmeye uğrayacak, bu da küre ölçeğinde büyük iklim değişikliklerine yol açacak, dünya ölçeğinde kıtlık başgösterecek ve milyonlarca insan ölecekti.

Yeryüzü dışından gelen nesnenin asteroid değil de bir kuyruklu yıldız olduğu iddiası da pek çok destekçi bulmuştu. Gerek Eskimolar, gerekse Çinlilerde dünyanın Tufan’dan önce nasıl şiddetle yana yattığına dair efsaneler bulunuyor. Eğer dünyanın kabuğu gerçekten hareket edebilir özelikte ise, büyük bir çarpışma, gezegenin Güneş ve Ay’a ilişkin olarak farklı bir açıya oturmadan önce ekseni üzerinde kaymasına yol açabilir. Bu da kısa sürede yaşanacak büyük iklim değişiklikleri demektir.




16 Mayıs 2012 Çarşamba

Pumalar Hakkında

Pumalar  , namı diğer dağ aslanları...

Pumalar kedi türleri arasında aslan , kaplan ve leopardan sonra gelen en büyük kedidir  , oldukça değişik bir tüy yapısı ve pençeleri bulunur.

Pumaların tüylerinin ve ayak yapılarının değişik olmasının en büyük nedeni avlanma alanlarıdır , o kadar keskin ve yüksek kayalıklar da hareket etmek zorunda kalırlar ki...

Genel de tek başlarına dolaşırlar , çiftleşme dönemleri hariçte tek başlarına görünürler , bazen kardeş pumalar 2 yaşına gelene kadar birlikte yaşayabilirler..


Aslında aslan kaplan gibi büyük kediler ile yakın akraba olmayıp daha çok küçük kediler sınıfına girse de en büyük kedilerden biridir. Omuz yüksekliği 70 santimetre civarındadır. Boyu erkeklerde 130 dişilerde 110 santimetreyi bulur ve bunlara ek olarak 66 ila 78 santimetre arası uzunluğunda bir kuyruk gelir. Erkekleri 100 kilogram ağırlığa ulaşırlar dişileri ise istisnalar dışında 50 kilogramdan fazla çekmez. Ekvator çevresinde yaşayan pumalar türlerinin en küçükleri olup kutuplara doğru gidildikçe büyüklük artar.

Postu kısa tüyleri sık rengi ise değişkendir. Sıklıkla sarımsı kahverengi ya da gümüş-gri olurlar. Gırtlak kısmı ve göğsü her zaman beyaza çalar. Alt bölümdeki tüyler daha soluk renklidir. Kulakları küçüktür ve uçları siyahımsı tüylerle kaplıdır. Küçük kulaklarına rağmen iyi işitir. Burnu ise siyah renktedir. Yeni doğanlar lekeli olup bu lekeler puma 9 aylıkken solmaya başlar 24 veya 30 ay sonrasında tamamen yok olur.Leoparlardaki gibi melanizm belirtisi göstermez.

Pumanın ön pençelerinde dört arkada ise üç parmağı vardır. Pençelerinin büyük olması yere sağlam basmasını sağlar. Bu yüzden yaklaştığını farketmek zordur . Pençe tırnaklarını içeri çekebilir. Çok çeviktir ve kuvvetli şekilde sıçrar. Dört metre yükseğe ve on metre kadar uzağa sıçrayabilir.

Bu hayvanlar çok geniş yelpazede cinsiyetler arasında ayrılan farklı sesler çıkarırlar. Bununla birlikte hakiki büyük kedilerden farklı olarak bu sesler arasında kükreme sesi yoktur. Truman Everts gibi Kuzey Amerikalı araştırmacılar Puma çığlığını insanınkine benzer olarak tarif etmişlerdir.

Pumalar vahşi hayatta 12 ile 13 yaşa kadar ulaşırken esaret altında 21 yaşını bulabilirler.



11 Mayıs 2012 Cuma

Piton Yılanları

Pitonlar hemen hemen bütün sürüngenler gibi tekil taşarlar ve hem cinsleri ile sadece çiftleşme dönemlerinde bir arada olurlar , erkek pitonlarda da çifleşme dönemlerinde kavgalar baş gösterir bu tür kavgalar da ilk saldıran her zaman avantajlı olur. 

En çok bilinen piton türleri , Afrika çöl pitonu, Ağaç pitonu, Avustralya Kaya pitonu, Burma pitonu gibi türlerdir.

Pitonlar genel de Afrika da sulak araziler de ve çevrelerinde görülür , zehirsiz olmasına rağmen dünyanın en uzun ve en güçlü kaslarına sahip yılanıdır.

Özellikle kaya pitonlarının boyları ,  9 metreye varabilir. Amerika'da yaşamaz,insanların piton yetiştirme merakları nedeniyle bu kıtada da zaman zaman rastlanır hale gelmiştir. 

Timsah ve diğer pitonlar gibi büyük hayvanları da hem yiyebilir hem de sindirebilir. 

O kadar değişik pusulanma taktikleri vardır ki , ağaçlardan sarkarlar , kayalara saklanırlar , deniz kenarın da ve bataklıklar da nefeslerini bir süre tutabilirler , bu sayede de av zinciri oldukça geniş hayvanlardan oluşur. 

Genelde sulak alanları tercih eder. Oldukça yavaş ve miskin hayvanlardır. Ağaç pitonları hepçildir. 

Bir piton büyük bir avı yedikten sonra hemen hemen 2 gün aktif dinlenmeye geçer , bu zaman diliminde iyi saklanmalıdır çünkü savunmasız kalırlar , eğer olası bir saldırı olursa yuttukları avlarını bırakmak ve kusmak zorunda kalırlar. 




2 Mayıs 2012 Çarşamba

Anne ve Baba Penguenler

Anne ve baba penguenler belki de hayvanlar alemi arasında en ilgili baba ve anne olarak dikkati çeker , anne penguen yavrusu ilk altı ayını doldurana kadar kesinlikle yanından ayrılmaz , yavrusunu korur ve kollar onu hiç yalnız bırakmamaya özen gösterir... Penguenlerle ilgili belgesel izlemediyseniz ne demek istediğimizi tam olarak da anlayamazsınız...

Yavru penguenlerin karınlarını doyurma işlemi ise baba penguene aittir , bu yorucu zaman diliminde baba penguen yemek bulana kadar uzaklara gitmek zorundadır , bir günün büyük bir bölümünü yemek aramakla geçiren baba bulduğu yemekleri gırtlağında saklayarak ne kadar aç da olsa önce annesi ve yavrusunun karnını doyurana kadar yolculuğuna devam eder. Yavrusuna geldikten sonra da önce yavrusunu sonra da anneyi besler ...

Bu fedakarlık çoğu hayvanlar için akıl almaz bir sabır ve sevgi anlamına gelir. Zorlu kış şartlarında yaşamlarına devam etmek baba penguene muhtaç olan anne ve yavru ise çaresiz babayı bekler.

Kutuplar da her zaman güçlü olan ayakta kalır veya kalmak için kendine avantaj sağlar , bu zorlu yaşam alanında en güçlüler sırasıyla , katil balinalar , kutup ayıları ve pars foklarıdır , bu üç avcının da menüsünde mutlaka penguenler vardır.

Buradaki avcılar hem kara da hem de buzulların üstünde saldırabilir...


25 Nisan 2012 Çarşamba

Kral Kobraların Hayatı ve Belgeseli

Kral kobralar Asya' dan Hindistan' a kadar geniş bir alana yayılım göstermiştir. Oldukça zehirli olan bu türün bir ısırığında 20 insanı öldürebilecek kadar nörotoksin bulunur.

Kral kobranın zehri direk kurbanın sinir sitemine işler , şiddetli bir acıya , bulanık bir görüşe ve  uyku haline neden olur , sonrasında ise solunum yetmezlikleri ve ölüm gelebilir.  Hemen hemen bütün saldırılar da zehirlerinin hepsini çıkarmazlar , ısırıkların çoğu etkisini göstermeden yok olur.

Bir kral kobra genel de kavga etmeyi tercih etmez , bir insanla , bir firavun faresiyle ya da baş edemeyeceği bir avcı ile karşılaştığı zaman kaslarını genişleterek hepimizin de bildiği halini alır ve tıslamaya başlar , ağzı kapalı iken deneme saldırılar da bulunur , çoğu zaman da bu savunma stratejisi etkili olur.

En büyük düşmanları firavun fareleri ve insanlardır , çoğu insanlar tarafında da zehiri , derisi ve dişleri için acımasızca katledilirler.





24 Nisan 2012 Salı

Kurt Sürüsü Belgeselleri

Kurt sürüleri , hayvanlar aleminde belki de birbirine en bağlı topluluktur. Sürü de diğer avcılar gibi hiyerarşi düzen vardır , bir lider kurt ve akrabaları sürüyü yönetir. Ama diğer vahşi sürüler gibi liderin ve akrabaların sadece belli üstünlükleri vardır , mesela yakalanan yemek birlikte yenilir , herkes avlanmak ve görev dağılıma uymak z orundadır.

Dişi kurtlara diğerlerine göre biraz daha toleranslı davranırlar , özellikle hamile olanlar ve çocuk sahipleri avlara katılmazlar ve onların başlarına da bir iki nöbetçi koyularak güvenlikleri sağlanır.

Kışın zorlu şartlarında sürü gruplar halinde ayrılır ve av bulana kadar devam eder , bu takip haftalar boyunca da sürebilir , özellikle misk öküzleri takipleri günler hatta haftalarca takip edilir , bu tip büyük hayvanlara yapılacak saldırılar da , yaşlılar , çocuklar veya yaralılar seçilir , takibe alınır ve risk devamlı ölçülür.

Uzun zaman avlanamama durumlarında ise kurt sürüleri leşlere yönelir , yapılması gereken diğer leş yiyiciler gibi koku ve sesleri takip etmektir , leş yemek için kendilerine en rakip olabilecek yırtıcı ayılardır , özellikle yetişkin bir ayı ile kavga etmek için sayı olarak bayağı üstün olmak şarttır.

Bazı kurt grupları çok aç kalırsa ayı yavrularına da saldırı da bulunarak ölüm riskine rağmen anne ayı ile kavga etmeyi tercih edebilirler , bir kurt yaklaşık bir hafta kadar aç kalabilir , ama her geçen zaman gücünü yavaş azaltacak , özellikle kışın sert geçtiği dönemler de yaşamak için büyük risk doğuracaktır.



19 Nisan 2012 Perşembe

Komodo Ejderi Belgeseli


Komodo ejderleri çoğu zaman sürüler halinde yaşayan ve anavatanları komodo adası olan bir sürüngen türüdür.

En büyük silahları sabırlarıdır , komodo ejderlerinin bu silahlarını kullanma taktikleri kısaca şöyledir , komodo ejderleri yakalayacakları avlarını takibe alırlar ve hiç beklenmedik bir anda avı olacak hayvanı ısırarak olay yerinden uzaklaşırlar.

İlk bakışta insanlara nasıl yani ? dediren olayın başlangıcında ısırılan av komodo ejderinin zehrini çoktan almıştır bile , aradan geçen bir haftalık süre zarfından komodo ejderi devamlı uzaktan da olsa avını takibe alır.

Onun en zayıf düşeceği ana kadar , zehir çok güçlü olmasa da etkisini 100 saat sonunda tamamen göstermiş olur , avı artık ayağa kalkacak güçte bile değildir , işte asıl av o zaman başlar. Komodo ejderi sürüleri toplu bir halde gelerek saldırı pozisyonu alırlar.

Artık avlarının ne kaçacak bir yeri ne de karşı koyacak bir gücü kalmamıştır. Görev başarı ile tamamlanır , yakalanan avın büyüklüğüne göre yedikleri et belki de onları haftalarca idare edebilir.

Aslında bakıldıkları zaman çok da fazla düşmanları yoktur , hiç av bulamazlarsa leşleri yemekten çekinmezler.


18 Nisan 2012 Çarşamba

İstanbulda Dev Fırtına

Yurdun genelinde yaşanan fırtına İstanbul'da da beklenenden daha belirgin hissedildi , oluşan toz bulutu sebebiyle göz gözü görmedi , hemen hemen her yerde şiddetiyle insanlara korku dolu anlar yaşatan fırtına sonunda , çatılar  yerlere yıkıldı , uçak ve deniz seferleri askıya alında , köprülerde geçişler tek taraflı yapılmaya başlandı. 

Büyükçekmece açıklarında da oluşan kısa süreli hortumlar sonunda , çatıların gördüğü maddi hasarlar insanları hem üzdü hem de korkuttu , bu fırtınanın sonunda ise soba ve doğalgaz zehirlenmeleri olmasından korkuluyor , onun için büyükşehir belediyeleri bu gece yatarken doğalgaz ve sobaların kapatılması hakkında uyarılarda bulundu.

Fırtınanın gece saatlerin de tekrar başlayabileceği yağmur yağana kadar devam edeceği öğrenildi..


17 Nisan 2012 Salı

Pitonlar ve Timsahlar


Pitonlar ve timsahlar ikisi de aynı bölge de yaşıyor ve avlanıyorlar ve sık sık da karşı karşı geliyorlar. 

Pitonlar gececi avcılar , avlarını önce sıkarak boğuyorlar ,  genel de pusu kurarak da avlanıyorlar , timsahlarla en büyük farkları bir tanesi sürüler halinde avlanırken diğeri tek başına yaşıyor ve avlanıyor. 

Bu iki sürüngenin bitmek bilmeyen savaşları oluyor , bu savaşlar da genel de daha büyük olan taraf  başarılı oluyor , suda yaşanırsa eğer timsahlar biraz daha avantajlı oluyor , eğer timsahlar sayı olarak fazla olursa pitonun şansı hiç yok , böyle bir kalabalık da ancak pitonlar suya girdiğinde olabiliyor.

Piton ve timsah kavgaların da eğer ikisi de yetişkin ve büyükse kavgalar inanılmaz oluyor , eğer piton timsahı tam da ağız kısmından yakalarsa yutabiliyor , tabi eğer timsah içerde tırnaklarını kullanarak yılanın derisini yırtmazsa , eğer arka kısmından yutarsa o zaman problem olabiliyor , timsahın ağız kısmı dışarıda kalıyor ve pitonu ısırarak parçalayabiliyor , iki tarafında dezavantajları var. 

Pitonların da timsahların da karın bölgeleri çok yumuşak , özellikle timsahlar pitonun güçlü kaslarından kurtulup ısırma fırsatı bulursa pitona ağır hasarlar verebiliyor...

Amazonlar da aynı bölge de yaşamak zorunda kalan bu iki tür de birbirlerinin yavrularını ve özellikler de yumurtalarını yakalarsa asla affetmiyor...





16 Nisan 2012 Pazartesi

Çakalların Hayatları Belgeseli

Çakallar hem Afrika da hem de Asya da görülen gececi bir avcıdır , genel de karanlık vakti dışarıya çıkar ve avlanmak için çalılıkların arasına gizlenmeyi tercih eder ,  genel de tek başlarına yaşasa da bazen sürüler halinde yaşayan çakal ailelerine de rastlanır.


Leşler , sürüngenler ve yavru memeliler menülerinde yer alırlar. Çok nadir de olsa yaralı hayvanlara da saldırdıkları görülmüştür. Belgesel bilimcilerin uzun sürü yaptıkları ataştırmalar sonucunda çakallar ile ilgili garip ama gerçek bir olaya rastlamışlardır. Çakallar kendilerine bir aslan sürüsü seçiyor  ve ölene kadar o aslan sürüsünü takip ederek onlardan kalan leş parçaları ile besleniyor , bu saye de avlanan çakalların tek rakipleri , akbabalar ve kartallardır. 


Leş sürüleri de serengeti de bir çok hayvanın hayatta kalmasını sağlıyor. Büyük bir leş olduğu zaman nadir de olsa aslanlar , leoparlar ve çitalar da geliyor , onun dışında vahşi köpekler ve sırtanlar kokusunu aldıkları leşlere mutlaka talepte bulunuyorlar , akbabalar ve diğer yırtıcı kuşlar da genel de diğer avcılar gelene kadar karınlarını doyurmuş oluyorlar...











12 Nisan 2012 Perşembe

Çitaların Hayatları Belgeseli

Çitalar nam-ı diğer serengetinin en hızlı kedileri. Çitaların diğer kedi türlerine göre avantajları da var dezavantajları da var. En büyük avantajı sizinde bildiğiniz gibi en hızlı olmaları ama her gücün bir bedeli var  , çitalar da ne kadar hızlı koşarsa koşsun çok çabuk yoruluyorlar. O yüzden güçlerini dengeli kullanmaları için avlarını bir an önce yakalamaları lazım.

Avını yakaladılar olayları bitiyor mu hayır , sırtlanlar , leoparlar ve aslanlar avlarına talip oldukları zaman kavga etmeyi tercih etmiyorlar ve avlarını bırakıyorlar , birazda mecbur kalıyorlar. Diğer avcılar gibi sürüler halinde avlanmadıkları için yaralanma risklerini de göze alamazlar.

Tek başına avlanmak ve yaşamak hiç de kolay değil , aldığı en ufak bir yara veya darbe sonunda ölümle yüzleşmek zorunda kalıyorlar... Çoğu zaman avlarını bırakmanın üzüntüsü ile tekrar avlanmak için güç toplarlar.

Hayvanlar aleminde tek başına yaşamak zorunda olan diğer kediler gibi yaşantılarının her günü risk altındadır. En zor zamanları ise yavrularını büyütmek zorunda oldukları anlardır , o zaman mecburen av bulmak ve karınlarını doyurmak zorundadırlar , çita yavrularından yüzde 80' i yetişkin olamadan ya açlıktan ya da diğer kediler tarafından saldırıya uğrayarak hayatını kaybeder....



11 Nisan 2012 Çarşamba

Endonezya Depremi

Endonezya da gerçeklen dev depremle ilgili depremin tam 32 kilometre derinlikte başladığı söylendi , bu üzücü doğa olayı sonunda yerli halkta yavaş yavaş bölgeden uzaklaşmaya başladı. 


Yetkililere göre hem kıyı da olması hem de depremin büyüklüğünün altıdan fazla olması nedeniyle tusunaminin kaçınılmaz olduğu belirtilmiştir.


Endonezya’nın Sumatra adası açıklarında meydana gelen 8,6 büyüklüğündeki depremin ardından ilk tsunami dalgaları güneydeki Nias adasına ulaştı.

Yerel saatle 15.38’deki şiddetli depremden hemen sonra Hint Okyanusu’nda olan tüm ülkeler için tsunami alarmı verildi.


Depremden iki saat sonra meydana gelen 8,2 büyüklüğündeki sarsıntı ile uyarı tekrarlandı.

Endonezya Jeofizik Enstitüsü, Açe eyaletinin kuzey ve batı kıyılarında deniz seviyesinin 80 santimetre yükseldiğini, depremin merkez üssüne yakın bölgede suyun 10 metreye kadar çekildiği iletti...


Şimdi tüm gözler merakla dev tusunami dalgalarını bekliyor...

5 Nisan 2012 Perşembe

Boz Ayılar Belgeseli

Bugün ki konuklarımız boz ayılar... Ayılar arasın da en güçlü , kilo olarak en ağır fakat buna rağmen  en hızlı olan tür , amerika boz ayısıdır , boz ayılar uzun bir kuş uykusunun ardından bir sinir ve hışımla uyanırlar , acilen karınlarını doyurmaları lazımdır , denge o kadar iyi sağlanmıştır ki , ayıların uyanması ve somon göçü aynı zamanlara denk gelmektedir.

Boz ayılar genel de kendi türleri ile kavga etmezler , çünkü avlanma bölgelerini belli ederler  , ama somon avı farklıdır , av sırasında onlarca ayı aynı gölde balık avlar böyle bir ortamda da kavga kaçınılmazdır.

Boz ayıların kötü şöhretlerinin başlıca nedenleri de insanlara en çok saldıran ayı türleri olmasıdır , bu tür saldırıların çoğu ise ayıların çiftleşme döneminde veya da dişi ayının yavrusunu koruma amacında olduğu zaman yaşanır.

Karada yaşayan en güçlü memelilerden olan boz ayıların yaptıkları saldırılarla ilgili videomuzu da izleyebilirsiniz...






4 Nisan 2012 Çarşamba

Anakonda Belgeseli

Anakondalar , bu gün ki konumuzun başlığı. Hemen hemen herkes kısa da olsa anakondalar hakkında bilgi sahibi , peki anakonda yılanlarını diğerlerinden ayıran başlıca özellikler ne ?

Satır başlıkları şeklinde söylemek gerekirse , anakonda Dünya' nın en büyük ikinci yılanı , birinci yılanları da pitonlar , aynı zaman da zehirsiz. Amazon ormanlarında nemli alanlar da yaşıyor , sadece çiftleşme dönemlerinde yanında eşi var , onun dışında tek başına avlanır ve yaşar..

En büyük özelliği avını ısırdıktan sonra yutması ve tekrar çıkararak asitlerle yumuşamış avı tekrar yutması , çok büyük avlarda bu tip beslenmeyi tercih ediyorlar , hemen hemen tüm yılan türleri , kuşlar , timsah yavruları ve diğer genç memelilere saldırabiliyorlar... Kasları oldukça kuvvetli ve bir insanı bile dakikalar içinde sıkarak öldürebilecek kadar da kuvvetli.

Anakonda türleri arasında en korkulanı , aynı zaman da en büyüğü ve saldırganı olan yeşil anakonda... Bu tür diğer hem cinslerine göre biraz daha kalın ve büyük , aynı zaman da insanlara saldıran tek anakonda türü...